Geleneksel sanatların Erzurumlu üstatları, 26 Ocak – 4 Şubat 2011 tarihleri arasında Erzurum’da açılan “Kadim Şehrin Sanatkârları” sergisinde buluştu.
Erzurum’da, 27 Ocak – 6 Şubat 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmekte olan 25. Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları kapsamında düzenlenmekte olan kültür-sanat faaliyetleri içerisinde yer alan, “Kadim Şehrin Sanatkârları Geleneksel Türk El Sanatları Karma Sergisi”, hat ve tezhip ustası Muhammet Mağ tarafından projelendirildi.
Sergide, ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığı olan ve sanat yaşamını Türkiye’nin farklı illerinde sürdüren birçok sanatçının eserleri yer alıyor. Sergide eserleri yer alan sanatçılar arasında köylümüz olan üstad Hasan Çelebi, oğlu Mustafa Çelebi ve kızı Saime Rikkat Çelebi’de bulunuyor.
Sergi koordinatörü Muhammed Mağ, üstad Hasan Çelebi’nin değerine atıfla şöyle söylüyor: “Erzurum, yıllar yılı İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlere doğru, batıya doğru göç verdi. Erzurumlu, aradığını ne hikmetse Erzurum topraklarında bulamadı. Gidenler gitti, onları, yeni nesil takip etti… Eskiler, “Marifet iltifata tabidir/Müşterisiz meta zayidir” demiş. El-hak doğrudur. Erzurumlu, kendi öz şehirlerinde yetişen sanatkârların eserlerine gereken iltifatı göstermedi/gösteremedi. Bu süreç böylelikle devam edip gitti. Yine Erzurumlu hemşehrilerimiz lügatlerine sadece yemek kültürünü ekledi. Varsa yoksa kadayıf dolması, cağ kebabı, bir de Oltu taşı… Kimse, Erzurum’un sarp kayalık topraklarından Reisülhattatin Hasan Çelebi gibi bir üstadın yetiştiğine vurgu yapmadı, hiç kimse Fuad Başar gibi dünyaca ünlü ebru ve hat üstadının Erzurum evladı olduğunun altını yeterince çizmedi.”
Atatürk Üniversitesi Sanat Galerisinde Uluslararası üne sahip Erzurum doğumlu Üstat Hasan Çelebi ve Fuat Başar’ın önderliğinde 27 sanatçının eserlerin yer aldığı Kadim Şehrin Sanatçıları Sergisinde ebru, hat, minyatür, tezhip ve çini örnekleri izleyicilere sunulmaktadır. Kadim Şehrin Sanatkârları Sergisi 4 Şubat Cuma gününe kadar Erzurumlu sanatseverlere kapılarını açık tutacak.
Erzurumlulara yönelik bu siteme küçük bir itirazım var. Fikrimce şehirler bir ırmak, İstanbul ise denizdir. Irmakların denize doğru akması tabii değil midir? Bu ırmaklar akıp denizi beslemeselerdi İstanbulda ihtişamlı dalgalarla yükselen büyük medeniyet denizi nasıl meydana gelebilirdi? Hasan Çelebi Erzuruma bağlı kalsaydı, Erzurumun Hasan Çelebisi olurdu. Ama şimdi dünyanın Hasan Çelebisi.