Cemile neneme Allah’tan rahmet diliyorum. Hayatı ve kişiliğiyle ilgili kayda değer bulduğum birkaç noktayı bu vesileyle anmak istiyorum. Bu hususların bir kısmı eski nesil kadınlara ait ortak hususiyetler, bazılarıysa onun şahsi karakterinin yansımaları:
1. Bir kere üst düzeyde bir özgüveni vardı. Hayatta geçtiği zorlu yollar, yaşadığı çileli dönemler (çünkü ilk kocası öldüğünde en büyüğü on beş yaşlarında beş çocuk, hem de o günkü yokluk şartları içerisinde kendisine kalmıştı) muhtemelen onun karakterini kıvamlandırmış, iradesini kuvvetlendirmişti. Bir kadın hayatta bu derece ağır bir süreçle karşılaştığı zaman ya yıkılıp yenik düşecek veya belki çocuklarını koruma insiyakıyla direndiği zaman güçlü bir irade ve karaktere sahip olacaktır.
2. Hayatta taşımak zorunda olduğu ağır yükün bir gereği olarak, çevresini yönetme iradesi gelişmişti onda. Son anına kadar hiçbir zaman ikinci planda kalmaya tahammül edemiyor ve olayların merkezinde olmaya çabalıyordu. Akrabasını, taallukatını, çocuk ve torunlarını yönetip yönlendirmeye çalışıyor, dikkate alınmadığı zaman da onları en ağır şekilde tenkit etmekten geri durmuyordu.
3. Kadın olmasına rağmen, ikinci planda ve silik bir kişilik olarak kalmak yerine ön planda olma çabası çağımız kadınları gibi basit kaprislere, anlamsız komplekslere dayanmıyordu. Aksine özgüvenini, iddiasını, şahsiyet ve iradesini hep yapmak, yönlendirmek, organize etmek, yedirip içirmek, sohbet ortamı, eğlence vesilesi oluşturmak gibi yapıcı, müspet ve aktif şeylere kanalize ediyordu.
4. Eski insanların çoğunda olduğu gibi eli ve gönlü cömertti. Mutluluğu çağımız kadınları gibi eşyada, süste, gösterişte değil ikram sofrasında, dostluk meclisinde, sohbet halkasında arıyordu.
5. Hayatının bir yönü düzenli nafile namaz kılacak ve nafile oruç tutacak kadar dindardı. Fakat bu dindarlığını asla başkalarına satmaya kalkışmazdı. Onun bu yönü belki en çok takdir ettiğim özelliğidir. Diğer taraftan seksen yaşında torunlarına türkü çağıracak kadar da neşeli ve rindane bir gönlün sahibiydi. Zaten dindarlığını başkalarına satan insanların kalender ve gönül insanı olduğu vaki değildir.
6. Köyün ilk kadın hacısıydı, fakat bu hac parası o dönem köyün ağası konumunda bulunan kocası Celil Hacı tarafından tedarik edilmiş değildi. Kendi dokuyup sattığı ihramların parasıyla hacca gidebilmişti. Demek ki onda çalışma, çabalama, üretme, meydana getirme duygusu artık yetim çocuklarına bakma mecburiyet ve çaresizliğinin hudutlarını aşmış, kalıcı bir haslet haline gelmişti.
Son olarak Cemile Neneme tekrar Allah’tan rahmet diliyor ve çevremizdeki hanımlara merhume vesilesiyle şunu ifade etmek istiyorum. Şahsi kaprislerinizle, dedikodularınızla, takıntı ve saplantılarınızla ömrünüzü geçirmeyin. Çevrenize karşı Müslüman bir hanıma yakışan bir ölçü içerisinde yapıcı, yardım edici, el uzatıcı olun. Hayır işlerinde özgüvenle ve sırf Hakkın rızası için harekete geçin. Kaprisli ve kompleksli kadınların özünden ve sözünden uzak durun. Din ve hayır işlerinde kocanıza engel olmak yerine, ondan bir adım önde gidin. Kendinizle, ailenizle, çevrenizle barışık olun ki Allah da size ve çocuklarınıza gönül aydınlığı, ruh genişliği bağışlasın.
