Tarihin son hodaklarından görüyorum kendimi. Tarihin dedim de dil sürçmesi değil, çocukken dünya köyden ibaretti, zaman da yaşadığımız günden ibaretti.

Güneş, Cücürüsün dağdan (yayladan) doğar Akdağ?dan aşardı. Batmazdı. Güneş, Akdağ?dan aştığında Hatka?ya sabah olurdu. Cücürüs?ün yaylasından doğduğunda ise Cücürüs?e akşam olurdu.

Bildiğimiz başka yerlerde vardı ama sanki onlarla aynı dünyayı ve aynı güneşi paylaşmıyorduk. Oltu vardı mesela; doktorların yaşadığı yer.

Sonraları Bursa ve İstanbul girdi dünyamıza, gidip de gelmeyenlerin yaşadığı yer olarak.

Devamını oku