Eşref Altaş
Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele gazilerimizin büyük fedakarlıkları ile yürütülmüştür. Erzurumlu olup da Halit Paşa’yı (Deli Halud Paşa) duymayan ve bilmeyen yoktur. Ona dair efsaneleri büyüklerimizden çok dinlemişizdir.
İşte Halit Paşa’nın bir askeri: Gazi İbrahim Dede.
İbrahim Dede’nin hayatı, askerlik macerası ve Gazi ünvanını alış hikayesi ise şöyle:
Çolakoğullarından Şerif Oğlu İbrahim
Şerif oğlu İbrahim, resmi kayıtlara göre 01.07 1892 (1308) yılında Oltu’nun İnci Köyü’nde dünyaya geldi. Babası Çolakgil’den Şerif Bey. Anası Şeyih Dede’nin kızı Elmas Hatun.
Askerliğe gidene kadar köyde çift-çubuk, tarla-çobanlık işleriyle uğraşmış.
Bir Osmanlı Askeri Olarak Gazi İbrahim Dede Birinci Cihan Harbinde
Gazi İbrahim Dede ilk önce Osmanlı İmparatorluğu döneminde askerliğe alınmış.
Muhtemelen 1912 (1328) yılında yirmi yaşında askerliğe alınmış ve 1923 (1339) yılında terhis edilmiş. Torunu Hafiz Kadir Altunok’un rivayetine göre İbrahim Dede 12 yıl askerlik yaptığını söylermiş ki bu da bu hesabı aşağı yukarı doğrular niteliktedir.
1912 (1328) yılında askerliğe alınmış. O dönemde en aşağı askerlik süresi 3 yıl. Buna göre İbrahim Dede askerliğini tamamlayamadan Birinci Cihan Harbi patlak vermiş ve 2 Ağustos 1914 yılında seferberlik ilan edilmiş.
İbrahim Dede böylece Kafkas Cephesi’nin bir neferi olarak Birinci Cihan Harbi’ne katılmış. Anılarından anlaşıldığına göre 1914 yılından 1917 yılına kadar Kafkas Cephesi’nin bir neferi olarak çarpışmış. Özellikle 1916 yılı boyunca Kop Savunmaları’na dedem Mustafa Çavuş (Altaş) ile birlikte katılmış.
Gazi İbrahim Dede’nin Birinci Cihan Harbinde Kop Savaşı’na Dair Bir Anısı
Aşağıda suretini koyduğum dilekçede bir ayrıntı dikkat çekiyor: İbrahim dede diyor ki: “ve hatta yanımda şehit düşen birkaç arkadaşımı da düşman ateşinden kaçırmış ve kendi elimle defnetmişim…”
Torunu Hafiz Kadir Altunok dedesinden şu anıyı naklediyor:
“Birinci Cihan Harbi’nde 1916 yılında gardaşluğum Mustafa [Altaş] Kop Dağında şehit oldu. Onu orada ben kendi elimle defnettim ve mezarının üstüne de beyaz büyük bir taş diktim.”
Kop Savunması için şu makaleye bakabilirsiniz:
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1663340
Gazi İbrahim Dede Esir Kampında
Gazi İbrahim Dede muhtemelen 1917 yılının ilk yarısında, Birinci Cihan Harbi sürerken Kafkas Cephesi’nde Ruslar’a esir düşmüş.
Rusların eline esir düşen Türk askerleri büyük zorluklar çekmiş, esir düşen 65 bin askerin büyük kısmı kamplarda, açlıktan ve yollarda vefat etmiş, ancak 20-25 bini Türkiye’ye dönebilmiştir. Bu dönüşler ancak Rusya’da 1917 Bolşevik devriminden sonra yavaş yavaş esir kampları üzerindeki baskının hafiflemesi ile gerçekleşebilmiştir.
Gazi İbrahim Dede esir kampındayken esir olan bir komutanıyla aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
Gazi İbrahim Dede’nin Esaretten Kurtuluşu
İbrahim Dede Örüklü Kestane Feyyaz Dede’ye esaretten kurtuluşunu şöyle anlatmıştır:
“Bir Rus askeri gece vakti pencereye dayandı ve pencereden içeri kısık bir sesle seslendi. Yanına yaklaştım ve “ne diyorsun, ne istiyorsun?” dedim. O asker bana dedi ki: “Bu gece gaz döküp sizi yakacaklar, ben Türkler’in çok insanlığını gördüm, bu gece buradan kaçın.” Ardından da iki demir testeresi verdi. Gece boyunca pencerenin demirlerini kestik ve şafak vakti oradan kaçtık. Uzaktan bir tepeye varıp geri baktığımızda bizi esir tuttukları yeri yaktıklarını gördüm.”***
Gazi İbrahim Dede esir kampından köye 1920 (Rumi 1336) yılında dönmüştür. Çünkü torunu Hafız Kadir Altunok’un rivayetine göre köye geldiği gece annesini evde bulamayınca “Anam nerede?” diye sorunca anasının ebelik için İsmail Altaş dedelerin evinde olduğu söylenmiş. Yani o gece dedem Yusuf Altaş (Topal Hoca) doğmuştur ki dedem resmi kayıtlara göre 1336 doğumludur.
Bu durumda Gazi İbrahim Dede 1917 yılının ortasından 1920 yılına kadar 3 yıl esarette (“yetsirlik” derlerdi eskiler) kalmış ki zaten kendisi de üç yıl esir kaldığını söylermiş.
*** [Oltu Birlik Camii emekli İmamı Ali Hoca anılarında (bu anıları ilerleyen zamanlarda yayınlarız inşallah) bu olayın aynısını Osman Çavuş’tan naklediyor. Osman Çavuş, kendilerini kurtaranın Cücürüs kökenli bir Ermeni asker olduğunu anlatırmış. O Ermeni asker Ahmet Pehlivan’dan çok iyilik gören bir arkadaşıymış. Osman Çavuş’un yeğenlerinden Gazi Osman Çavuş’un hayatının ana hatlarını yazmalarını ya da yazalım diye bize bilgi belge vermelerini istirham ederiz. Rahmetli Osman Çavuş, hafızlara fazlasıyla destek veren bir Kur’an muhibbi imiş.]
Gazi İbrahim Dede’nin Milli Mücadele’ye Katılması
Gazi İbrahim Dede esaretten döndükten sonra aşağıda İstiklal Madalyası için müracaatına verilen cevabi yazıda da görüleceği üzere 28. 07. 1920 (1336) tarihinde askerliğe tekrar alınmış ve 24.06. 1923 (1339) yılına kadar üç sene daha askerlik yapmıştır.
İbrahim Dede aşağıdaki anılarında belirttiği gibi Kurtuluş Savaşı’na Halit Paşa Komutasında 9. Kafkas Fırkası, 8. Alay, 3. Piyade Taburu, 10. bölük neferi olarak katılmıştır.
Anılarındaki ayrıntılar, Gazi İbrahim Dede’nin Milli Mücadele yıllarında Kazım Karabekir Paşa komutasında 1920-1921 yılları arasında yapılan Doğu Harekat’ına katıldığını gösteriyor. Nitekim Halit Paşa’nın birliği de bu savaşta görev almıştır. Çünkü hem başarı, hem hatt-ı hareket, hem de düşmanın Ermeniler olması bunu gösteriyor.
Doğu Harekatının genel seyri şöyledir:
Kâzım Karabekir Paşa, 14 Ocak 1920 yılında Şark Cephesi kumandanlığına getirilmiş ve ardından doğu illerinin kurtarılması için harekete geçmiştir. Karabekir Paşa Kars’a taarruz emrini 24 Ekim 1920 tarihinde vermiştir. Bu harekata büyük bir katkı sağlayan Halit Paşa, birlikleri ile Kars’ı doğu yönünden kuşatmıştır. Bu taarruzla Ermeni ordusu üç saat içinde yenilmiş ve Karabekir Paşa 30 Ekim’de karargâhını Kars’a taşımıştır.
Gazi İbrahim Dede’nin aşağıdaki belgede bahsettiği savaşlar işte bu harekat dönemine aittir. [Belgede 1914’te Birinci dünya savaşına atıf varsa da Gazi’nin anlattığı anılar 1920 yılına ait savaş anılarıdır.] Ayrıca sözü geçen Gümrü muharebesi, 7 Kasım 1920’de Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti’ne bağlı Ermeni askerleriyle yapılmış ve Türk ordusu Gümrü’yü almıştır. Ancak daha sonra Gümrü Sovyet Rusya’yla yapılan Kars Antlaşmasıyla Ermenistan’a geri verilmiştir.
Gazi İbrahim Dede’nin Halit Paşa İle Bir Anısı
Gazi İbrahim Dede Halit Paşa ile olan bir anısını şöyle anlatmıştır:
“Bir gün hücum halindeyken çok acıkmıştık. Bir kadının yufka pişirdiğini gördüm ve birlikten ayrılarak gidip kadınan bir yufka istedim. Kadın yufka verdi, ben de dönüp geldim ve birliğe dahil oldum. Halit Paşa beni dürbünle izliyormuş. İctimada bana “üç adım ileri çık” dedi. Üç adım ileri çıkınca namluyu anlıma dayadı. “Başarılı bir asker olmasaydın şimdi seni burada vururdum” dedi. Ardından da yaptığımın neden yanlış olduğunu anlattı.”
Gazi İbrahim Dede bu olayı anlattıktan sonra şöyle dermiş:
“O kadar düşman askeriyle karşılaştım, ömrümde korkmadım. Yalnız Deli Halit Paşa anlıma tabancayı dayayınca altıma kaçıracak kadar büyük bir korku yaşadım. Çünkü Deli Halit Paşa’nın iki tabancası vardı. Birincisi namuslu, öteki namussuz. Namuslu tabancayla sadece düşmana ateş ederdi. Namussuz tabancayla da askerden kaçanları ve ihanet edenleri vururdu.” [Halit Paşa, bu tabancayı kullanmak için cephe gerisinde yüksek bir kayanın üzerine oturur, kaçacak birini beklermiş].
Gazi İbrahim Dede’nin İstiklal Madalyası İçin Dilekçesi
Gazi İbrahim Altunok 1968 yılındaki İstiklal Madalyası almak için aşağıdaki dilekçeyi vermiştir:
İstiklal Madalyasına Müstahaktır: Madalya İmza Kağıdı
Gazi İbrahim Altunok dedenin İstiklal Madalyasına müstehak olduğunu ifade eden resmi yazı:
İbrahim Dede’ye Verilen İstiklal Madalyası
Aşağıdaki madalya Gazi İbrahim Dede’ye, 1920-1923 yılları arasında Kazım Karabekir ve Halit Paşa komutasındaki Doğu Harekatı’na katılması sebebiyle verilmiştir.
Gazi İbrahim Dede’nin Savaş Sonrası Hayatı
Gazi İbrahim Dede Kurtuluş Savaşı’ından sonra köyüne dönmüş ve İnci Köyü’nde ikamet etmeye devam etmiş. Askerlik dönüşü Ahmet Bey ve Zahide Hanım’ın kızları Hatice Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten Melek ve Zeynep adında iki kızı ve Şerif adında bir erkek çocuğu olmuş.
Köyde geçimini çiftçilik ve çobanlık gibi faaliyetleri ile sağlamış.
Gazi İbrahim Dede yukarıdaki dilekçeden anlaşılacağı üzere nihayet 1968 yılında Gazi’liğinin resmen kayıtlanması için müracaat etmiş, kendisine ancak Mayıs 1972 tarihinden itibaren gazi aylığı verilmeye başlanmış.
Gazi ünvanını aldıktan sonra Oltu’nun Kurtuluş gününden bir gün önce köyümüze askeri araç gelir, İbrahim Dede’yi alır, Oltu’ya götürürdü. O gece Oltu’daki askeri alayda misafir edilir, ertesi gün kurtuluş törenlerine protokolde katılırdı, sonra da köye getirilirdi.
Gazi İbrahim Dede 09.04.1981 günü İnci Köyü’nde hakkın rahmetine kavuşmuş ve köydeki mezarlığa defnedilmiştir.
Kadir Altunok’un Gazi Dedesi Hakkında Bilgi Edinmek İçin Başvurusu:
Kadir Altunok 2010 yılında Milli Savunma Bakanlığına Dedesi Gazi İbrahim Altunok’un bilgilerine ulaşmak için şu müracaatı yapmıştır.
Son not ve kaynaklar:
Belgeler ve hatıralar, bana, Gazi İbrahim Altunok Dedenin torunu Kadir Altunok tarafından iletilmiştir.
İbrahim Dede’nin katıldığı savaşları ise ben belgelerden hareketle savaş tarihleriyle karşılaştırarak kronolojik olarak tespit ettim.
Gazi Dede’yle ilgili hatırası, belgesi ve bilgisi olanlar aşağıya yorum olarak yazabilirler.
Bu arada maalesef Gazi Dede’nin hiçbir fotoğrafına ulaşamadık. Belki okuyucularda bir fotoğrafı vardır. Bize ulaştırabilirlerse memnun oluruz.
Allah bütün ölen gazilerimize rahmet eylesin. Hayatta olanlara sağlık sıhhat ve afiyet versin. Amin.
Şehitlerimizin ve ölen gazilerimizin ruhlarına el-Fatiha.
Köylümüz olan öteki Gazilerimiz ve Şehitlerimiz için aşağıdaki yazımızı okuyabilirsiniz.