Kurban Bayramınız şimdiden mübarek olsun!

Büyük şehirlerde yaşayanlar bilir: Kurbanın alınmasından -kayrılmasından demiyorum- kesilmesine kadar bir sürü meşakkati vardır. Hele son yıllarda medyanın ?kurban kaçma sahnelerini? bayramın en seyirlik malzemesi haline sokması da cabası. Bayram artık dinî bir gün değil, ya tatil, ya da kaçak hayvanların oynadığı bir film. Oysa köyümüzün bayramları her haliyle güzeldir.

Şimdi size halen yaşayan bir geleneğimizi aktaracağım. Hayır, bayram günü değil, arefe gününü. Arefeyi diğer günlerden ayıran en önemli şey, köyümüzde kütük patlatılmasını ve sırık ucu atılmasını seyretmektir. Bir de yeni elbiselerini giyen çocukların birbirlerine ?bayramda bele misin?? sorusudur. Yani ?bayramlık elbiselerin bunlar mı?? Esasında fakirliğin sorusudur bu. Maşallah şimdiki çocuklarımızın giyimleri her gün bayramlık gibi. Şimdi detayları anlatalım:

Her nerden gelmişse gelmiş, bir adet köyümüze gelmiş. Yeni yetme gençler arefe günü sabahtan hummalı bir faaliyete başlarlar. Önce kocaman bir kütük ?Ömer Seyfettin?inkinden biraz küçük- bulunur. Sonra marangoz malzemeleri, bildiğiniz matkap gibi. Kütüğün ortasından bir kapsül, bir fitil ve biraz da dinamitin sığacağı kadar genişlikte bir delik açılır. Kapsüle fitil bağlanır, dinamit sarılır ve fitilin ucu belli bir mesafeye uzatılarak kütük toprakla doldurulur. Kütük patlamaya hazır hale gelince rüştünü ispat edecek gençlerin sırtında köyün karşısına, tepeye çıkarılır. Cemaat ikindi namazından çıkarken, kadınlar ve kızlar ağıla giderken, nefeslerini tutmuş tüm köylülerin bakışları arasında kütükler patlar. Yukarı mahallenin ve aşağı mahallenin kütükleri ayrı ayrıdır. Daha eskiden ?Galanın Daşı?ndan atılan sırık ucu ise köylülerimiz için tehlike arz ettiğinden son zamanlarda atılmıyor artık. Zaman zaman teneke atanlara da rastlanır.

Eskiler sanırım kızambuk ağacının özdenini/özünü boşaltır ve Akdağ?ın sırtlarında seferberlikten kalan cephane malzemelerinden barut toplar ve fitil yaparlarmış, azme bakın. Patlayıcı yapacak, asker, polis yanlış anlamayın, bu eğlencelik ve seyirlik bir şey.

Zaman gelince kütüğün fitili ateşlenir ve etrafındaki çocukların her biri bir taşın arkasına saklanır. Fitil yanar ve ince duman tüter. Eğer fitil kopuk ya da kapsül kesik ise vay haline çocukların. Çünkü kütük patlamaz, rezil olurlar. Ama fitil sonuna kadar yanar, en sonunda koyu kesif duman çıkar, sonra duman anlık kesilir, yarım saniye kadar sonra kütük 30 cm havaya kalkar ve işte o an patlama gerçekleşir. Bütün parçalar ancak havada uçarken ?gümm? sesi duyulur. Çocuklar gururla açığa çıkar, ıslıkla, şamata ile kutlama yaparlar.

Bin bir zahmetle patlatılan kütüklerin parçalarının ne kadar uzağa gittiği, kimin en büyük parçayı kapıp evine götürdüğü, aşağı mahallenin mi yoksa yukarı mahallenin mi kütüğünün daha iyi patladığı gibi konular patlama sonrası tartışmalardır artık.

Ama gerçek şudur ki kütükler patlamış, bayrama az kalmıştır artık, süslenmiş kurbanlıklar bile bunu anlar.

Bayramlarınız bayram olsun.

Eşref ALTAŞ

Loading

Bu yazıyı derecelendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]