Kendisi, Yüce İslâm dînini kabul etmiş olduğu halde sevgili peygamberimizi gören ve onunla sohbet eden, onun cemaati olan ve bu îman üzere ölen bahtiyar insanlara sahâbî diyoruz. Mübârek sahâbî efendilerimizin her biri, Hz. Peygamber efendimizle ilgili çok hâtıralar anlatırlar bize.

Biz, sevgili Peygamberimizin hayatını Kur’ân-ı Kerîm’den ve bir de sahâbî efendilerimizin anlatımlarından öğreniriz. Onlar, Hz. Peygamber efendimizin hem hayatını anlatırlar hem de güzel sözlerini (hadîs- şerif) naklederler.

Bu güzel insanlardan birisi olan Hz. Selman el-Fârisî (r.a.), Hz. Peygamber ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatıyor: “Şaban ayının son gününde, Rasulullah (s.a.v.) bize şöyle bir konuşma yaptı: Ey insanlar! Büyük ve mübârek bir aya giriyorsunuz. Bu gelecek ayın içinde bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. Yüce Allah, bu mübârek ayda oruç tutmayı farz kılmıştır. Geceleri ibâdet etmeyi de müstehab kılmıştır. Kim, bu ayda bir hayır işlerse, diğer aylarda bir farz işlemiş gibidir. Kim, bu ayda bir farz işlerse, diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibidir. Bu ay, sabır ayıdır; sabrın mükâfâtı da cennettir. Bu ay, yardımlaşma ayıdır. Müminlerin rızıklarının artırıldığı bir aydır. Kim, bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse günahları affedilir, cehennem ateşinden kurtulur. İftar ettiren, oruç tutanın mükâfâtı kadar sevap alır. Oruç tutanın mükâfatından bir şey eksilmez.”

Hz. Peygamber’in bu güzel konuşmasını dinledikten sonra içimizden şöyle diyenler oldu:

-“Ey Allah’ın elçisi! Her birimiz, bir oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamayabiliriz. O zaman ne yapalım?”

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Yüce Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile iftar ettirene, ona bir yudum su içirene, bir bardak süt ikram edene de verir. Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluşa vesile olan bir aydır. Kim, bu ayda, elinin altındakilerinin (çalıştırdığı işçilerinin) işlerini hafifletirse Yüce Allah, o kimseyi affeder ve onu cehennemden kurtarır.

Bu ayda dört şeyi çok yapın. Bunlardan ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz. Diğer ikisi de, her zaman size lazımdır. Rabbinizi razı edeceğiniz iki şey sık sık kelime-i şehâdeti söylemeniz ve Yüce Allah’tan af dilemenizdir. Size lazım olan iki şey ise, Yüce Allah’tan cenneti istemeniz ve cehennem azabından ona sığınmanızdır.

Kim, oruçlu birine su verirse Yüce Allah da ona benim havzımdan su verir ve o kimse cennete girinceye kadar bir daha susamaz.” (Kenzü?l-Ummâl, IV, 323)

Çocukluk yılları Hz. Peygamber’in evinde geçen ve kendisi ilk Müslümanlardan olan, hazarda ve seferde Hz. Peygamber?den ayrılmayan, her zaman Onunla birlikte olan Hz. Ali (r.a.) efendimiz de şunları anlatıyor:
“Ramazan ayının ilk gecesi Rasûlullah (s.a.v.) ayağa kalktı ve Yüce Allah’ı överek şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Yüce Allah sizi cinlerden olan düşmanlarınızdan korumuştur. Duâlarınızı kabul edeceğini vaad etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Bana duâ ediniz ki, ben de duânızı kabul edeyim.” (el-Mü’min sûresi, 40/60.)
Yüce Allah, Mel’ûn şeytanların her birini yedi melekle tutmuştur. Ramazan sona erinceye kadar şeytanlar bırakılmazlar. Ramazanın ilk gecesinden itibaren son gecesine kadar tevbe kapıları açıktır. Bu ayda duâlar kabul edilir.”

Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber?in bu konuşmasını naklettikten sonra şu bilgiyi de aktarır: “Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan ayının son on gününün ilk gecesinden itibaren hanımlarından ayrılır, îtikâfa girerek geceleri ibâdetle geçirirdi.” (Kenzü’l-ummâl, IV, 323.)

Hz. Peygamber efendimiz Medîne’ye hicret ettikten sonra kendisine hizmet eden ve efendimizden hiç ayrılmayan, efendimizin hayatını ve hadislerini en çok anlatan sahâbî olarak bilinen Hz. Enes (r.a.) de şunları anlatıyor:

“Ramazan ayı yaklaşınca, Hz. Peygamber bir akşam namazı bize kısa bir konuşma yaparak şöyle dedi:

“Ramazan ayı geliyor. Onu karşılayınız. Bilmiş olun ki, Ramazanın ayının ilk gecesinde affedilmeyecek tek bir Müslüman kalmayacak.” (Kenzü’l-ummâl, IV, 325.)

Bereket, bolluk demektir. Ramazan ayı, bereket ayıdır. Hz. Peygamber’in konuşmalarından da bu anlaşılmaktadır. Ramazan ayı, her türlü iyiliğin ve güzelliğin bol bol yaşandığı bir aydır. Ömrümüz, Ramazan ayı ile özellikle de Kadir gecesi ile bereketleniyor. İbadetlerimiz bereketleniyor, sevapları çoğalıyor. Sofralarımız bereketleniyor, rızkımız çoğalıyor. Kazancımız bereketleniyor. Evimize, ocağımıza, gönlümüze, ruhumuza, dünyamıza bereket yağıyor. Aklı olan bu bereketten istifade eder.

Ramazan ayında işlerinizi hafifletin, dünya meşguliyetlerinizi azaltın. Çok Kur’ân-ı Kerîm okuyun ve bol bol ibâdet edin. Câmilere koşun, vaaz ve sohbet dinleyin. Müslümanlarla öncekinden daha çok görüşün, onlarla kaynaşın. Câmilerinizin ayakta kalabilmesi ve devamlı açık olabilmesi için yaptığınız yardımları artırın. Geceleri ibâdet edin, ibâdetlerinizden sonra bol bol duâ edin. Duâlarınızın bereketi, hem sizi kuşatsın hem de Muhammed ümmetini.

Kaynak: eilahiyat.com

Loading

Bu yazıyı derecelendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]