Üstad Sezai Karakoç’un “sürgün Ülkeden … “ şiiri, son günlerde dilime “Özgür Ülkeden…” diye takılmaya başladı.
Ebu Ubeyde her gün Özgür Ülke GAZZE den bildiriyor. Her gün açıklamalarını takip ediyorum. Özgür ülkeden sürgün başkentlere demeçler veriyor. Dünyanın son özgür ülkesini de bir solukta yutmayı dileyen ‘tek dişi kalmış canavar’ ve onun destekçilerine korku salarken, gönüldaşlarının yüreğine su serpiyor.
Dünya özgürlüğünü kaybetti. Kapitalizm dünyayı esir aldı. Dünya milletlerinin en küçük birimi olan Yahudi toplumu, (Her Yahudi Siyonist’tir diyor ABD.), son iki yüz yıl içinde biriktirdiği kapitalle dünyanın zalim, despot patronu oldu. Kendisine itaat etmeyen son küçük dünya lokmasını da yutmanın peşinde. (Acaba kapitalizm, Yahudilerin beklediği Mesih midir.)
Devletler esir.
ABD nüfusunun yaklaşık yüzde ikisini oluşturan Yahudi cemaati, senatoda yüzde elli temsil ediliyor. Devletten yüzde yüz destek alıyor. Ab devletleri eski günahları sebebiyle veya kapitalizme itaat ve tapınma duygusuyla tam tekmil İsrail’e karşı el-pençe divandalar. Doğu blokunun Rusya ve Çin gibi devletler de avdan bize ne kalır diye kenarda bekleyip arada bir hırlaşan çakallar gibi. Onlarda aslında bu son lokmadan nasip peşinde. Diğer geri kalan ülkeler ise kapitalizmin pençesinde can çekişiyorlar. Kapitalizme itaat ve ibadet mecburiyetleri var. Yoksa “mahvederiz” tehditleriyle sigaya çekiliyorlar. Bu devletlerden bir kısmı zaten bu müstemleke ruhunu içselleştirmiş (körfez ülkeleri gibi), Türkiye gibi bazı ülkelerde bu itaat durumunu içine sindiremediği için bazen asi duruma düşüyor sonra yüz yıldır iyileşmeyen yaraları kendisine hatırlatılınca tekrar tövbe ediyor.
Kurumlar da esir.
BM, zaten özgür bir kuruluş hiç olmadı. İlk ve tek hedefi dünya Yahudilerini Ortadoğu’da toplamak ve onlara bir devlet kurmaktı, kurdu ve şimdi de koruyor. İsrail’in, Filistin’i kana boğan sınırsız alçaklığını ABD eliyle dünya milletlerine ikna etme kurumu olarak çalışıyor.
Özgür bilimin merkezi olan okullar, üniversiteler ‘rızık sahibinin kapitalizm’ olduğuna dünya çocuklarını ve gençlerini ikna etme merkezleri olarak çalışıyor. ‘Rızkı verene itaat edeceksin yoksa aç kalırsın’ tehditleriyle, açlıkla terbiye ediyor.
Dünya bankaları zaten kapitalizmin merkezidir. Efendilerinin emri ile asi toplumlara kırbaç vuruyor.
AVM ler kapitalizmin mabedi. Devletleri değil milletleri efendilere ram yapıyor. ( İstanbul’da bir avm ye Filistin kefiyesiyle giren kız uyarıldı. Özgür/asi ülkeyi hatırlattığı için)
Basın, dünya basını her şeyiyle yalan söylemek için para babalarının ağzına bakıyor. Yüz civarında medya mensubunun İsrail tarafından öldürülmesini umursamadı bile
Yahudi kapitalizmine teslim olmayan tek toprak parçası GAZZE kaldı.
Belki insanlık yeniden özgürlüğüne kavuşacak. Başlangıç noktası Gazze olacak.
‘Yevmu’l ahzap’ diye geçiyor Kur’an’da Hendek Savaşı. Hiziplerin , kabilelerin, milletlerin (Kureyşliler, Hayber yahudileri, Gatafânlılar, Fezâreliler, Esedoğulları ve Süleymoğulları gibi birçok grup vardı) birleşip bir şehri kuşatmasıydı. Resul (as), hendek kazarak ahzabın yolunu kesti. Oradan Ahzapla mücadele etti. Kuşatılmış bir şehrin hendeklerinden Allah’ın, mü’minlere olan vaadini çağları aşan sesiyle -sosyal medya, basın servisleri olmadan- bildirdi. Şam’ı, Fars’ı, Yemen’i, İstanbul’u müjdeledi.
Zaman bindörtyüz yıl önceye döndü. Resul (as) yok, ama ona iman eden bir avuç mümin ‘toprak’ dört bir yandan kuşatıldı. (İki milyar Müslümanın yaşadığı dünyada) ahzap yine toplanmıştı. (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya…) Medineli müminler atların atlayamayacağı hendekler kazmışlardı, Gazzelli müminler ise bombaların ulaşamayacağı tüneller açtılar. Resulün ümmetinden biri çıkıp demeçler veriyor. Allah’ın vaadinin gerçekleşeceğini müjdeliyor.
“Allah nurunu tamamlayacaktır”
Biz ise bekliyoruz; Reis devletimizin yüz yıldır iyileşmeyen yaralarını sarsın ve bizi esaretten kurtarsın diye.
Ya da dua ediyoruz; bir gün bizi de kuşatacağına inandığımız, Gazze’deki özgür İslam mücahitlerinin zaferi için.
21.12.2023
Kalemine sağlık hocam