Arife günü matem havası çökmüştü köyümüze? Kulaktan kulağa dolaşıyordu, işitmek istemediğimiz ve ümitlerimizi kıran o cümle: “Hoca ölmüş!!!”
Belliydi kastedilen kişi; beyin kanaması geçirmiş olup yaklaşık on gündür Erzurum’da hastanede yoğun bakımda yatan İBRAHİM ALTAŞ HOCA.
YA! Demek, ramazan bizi terk etmeden önce hoca bizi terk ediyor. Bir umut bekleniyordu iyileşeceği, yine aramıza katılacağı, yine yanlışlarımızı düzeltmek için çırpınacağı umudu?
Geçen yıl ramazanda okumuş olduğu ?ELVEDA ŞEHR-İ RAMAZAN? gazelini internetten tekrar tekrar dinledim. Önceden de dinlemiştim, ama bu sefer çok başka söylüyordu. Bu sefer giden ramazana değil kalan ramazanlara da ?elveda? diyordu. Gür sesini elveda derken çok farklı yumuşatıyordu. Sanki ağlıyordu? Elveda ramazana, bayrama, konu-komşuya, dosta-yarene, çoluk-çocuğa?
Biz Ku?ran kursunda öğrenciyken gelirdi. O zamanlar Bardız?da görevliydi. Biz biraz kara düzen okuduğumuz için beğenmez doğrusunu öğretmeye çalışırdı. Harflerin isimlerini söyler: ?Oğlum, ha?ların hepsi aynı değil biri güzel he, diğeri gara ha; boğazdan getireceksin.? Derdi. Bizde o zaman adını ?GARA HA? koymuştuk. Aslında Kuran harflerinin biriyle isimlendirmiştik.
Amme?yi okurdu bize, ağzına bakardık, harika bir okuyuş. Konuşurken sesi başka okurken başka; konuşurken gürleyen o ses okurken kadife bir hal alırdı. Ammeyi okurken özellikle ?seccaca? derken peltek se?yi çıkarışı dikkatimi çekerdi. Dilini dişlerinin arasından göstererek sesi çıkarırdı.
Bardız?dan sonra Oltu Aslan Paşa Çamii?nde görev yaptı, o yıllarda biz ihlde öğrenciydik. Gider arkasında namaz kılardık. Daha sonra emekli olunca köye yerleşti. Köy halkının içine bir Kur?an aşığı olarak katıldı.
Emekli olmuştu ama mesleğini hala seviyordu, insanlara bir şeyler öğretmeyi hala seviyordu. Ve hala bildiği yoldan şaşmadan yanlışlıkları düzeltmek için çırpınıyordu. Nerde, kimi yakalarsa bir şeyler öğretmek istiyordu. Camide Kuran okumayı, namazı; çayırda çayır biçmeyi; çobana kuzu otlatmayı öğretirdi. Beğenmezdi kimseyi kolay kolay. En doğru onun bildikleriydi.
Kışın posta posta gezer gençlere bir şeyler vermek isterdi. Bazıları onu beğenmez, ti?ye alırdı. Hoca hic birini umursamazdı. Kınayanın kınamasından korkmazdı.
Hoca, yaşlı olduğu için teravih namazlarını artık evde kılıyormuş; diye duymuştum. Ramazanın başından beri pek gelmemişti teravihe. Ramazanın ortasını geçmiştik bir akşam hoca bize bir sürpriz yaptı. Teravihe gelmişti namazdan önce başladığı okumasına namazdan sonra da devam etti. Ve okuyuşuyla bizleri bir kez daha ve son kez mest etti.
O akşam son olarak Esmau-l husnayı okudu. İlk kez böyle bir okuyuş dinlemiştim. Çok farklı okudu. Her ismin arkasından bir ayet okudu. Caminin bütün cemaati son kez dinliyormuş gibi kafalarını önlerine eğmişlerdi. Bir huşu hali vardı. Camiden çıktığımızda büyülenmiş gibiydim. Keşke kayıt alsaydık dedim, yanımdakilere. Bir daha okur mu acaba?
Evet, bir daha okumadı? son okuyuşuymuş? meğer camiye helalleşmek için gelmiş; meğer son kez okumak için gelmiş; meğer esmau-l husna ile nokta koyacakmış?
Evet, son dersi için gelmişti ?Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.?
Ve ölümün bize ne kadar yakın olduğunu öğretti lisan-ı hal ile?
ALLAH makamını cennet etsin.
Ondaki Kuran aşkını bizlere de nasip etsin.
Zakır hoca gönlüne yüreğine kalemine sağlık.Merhum Hafiz İbrahim hocamızı çok güzel anlatmışsınız.Hayat felsefesini düşüncelerini çalışmalarını gayretini bıraktığı izleri hasılı İbrahim hocayı,İbrahim hoca gibi anlatmışsın.Arı bal yapar,ama eller için yapar.Kiymetini balı yiyenler anlar.Balı yemeyen ne anlar balın tadından.İşte merhum hocamızda toplumuza bal sunarak onların nasiplenmesini sağlamıştır.Ama bundan nasibini alamayanlar onu karalama siyaseti gütmüşlerdir.Artık İbrahim hoca yok,onun arkasından konuşanlar utansın.Çünkü cenazesinde her kesime çok güzel ders verdi.Kime kötülük yaptı ise çıksın söylesinler.Ama ona arkasından konuşanlar, şimdi hangi yüzle onun bu hizmetlerini yalanlacaklardır.Bizler değerler elimizden gidince kıymetini anlarız ama iş işten gecer.Yolcuda gitmiştir kervanda.Burada Merhum Ustad Necip Fazıl Kısakürekin bir beyti ile son vermek istiyorum.
Surda bir gedik açtı,mukaddesmi mukaddes
Ey kahpa ruzgar artık neyandan esersen es.
Selam vesevgiler