Zaman ne hızlı geçiyor? Ömür bir su gibidir? Gecenin bir vaktinde evin balkonuna çıkıp da çayın suyunun akış sesini dinlemek, insana neler anlatır… Bazen bir itin çenkürme sesi geceye renk katar.
Sabah ezanı, bereketli bir günün habercisidir. İşler artmaya başladı, cojlarda tereler çıktı, ama hala goşkuz eşmeye gidenler var. Tarlaya güzün götürdüğün ahbunları dağıt ki önümüzdeki hafta kartulları ekmeye gideceğiz. Sökmesi daha neşeli olan kartul ekmesi hep yağmurlu olur?
Tütiye çiçekleri açıyor, okul talebeleri diğer köylerle beraber Kotigin degirmanına geziye gidiyor…
Ondan sonraki Cuma günü de kızlar sehire gidecekler, sevdaların başladığı mevsimdir. Artık dünya canlandı. Tabiat bir başka oldu. Çünkü bahar geldi.
Kuzular, gıdikler toplanıyor, körpe otarmaya gidiyoruz. Çay demlemek, öğle vaktidir; yumurta toplamaya köye iki kişi gider. Yumurtayı ortadan keselim bakalım bu sene doğacak dana erkek mi olacak dişi mi olacak? Bu gıdikler hiç yerinde durmazlar, bak kuzular kuzu gibi?
Hodaklar bugün Ambargüney?e gidiyor, yağlısı olan ne şanslı hemii?
Tosun mali bi Mağarabaşı?na çıksa da şu böyük hodaklardan bir kultursak?
Bu arada bu Cuma günü koru yerler sayıldı ona göre… Yoksa korucu bi yakalarsa köy odasına çekerler ve ey bi çalım yersin ona göre?
Arada bir köyden kazmayı alıp arkadaşlarla Kabalağa gideriz, mahat olun Öciyen yemeye kalkmayın sonra eve gelince kendinizi kaybedip, eve geçmiş olsuna gelenlere karınca diyebilirsiniz?
Hodaklar karaağçtan degenek yapar, bir de kabuğuna süs yapıp, tandır ateşinde kızartır, üzerine de sarıyağ sürdün mü nar gibi olur. Akşam da harmanda bastik oynamak bütün yorgunluğu götürür. Arada bir de Hozanda kıztopu oynayalım da bu sene Kulturuşa gidenler lastik top getirmişse olur yoksa , çelik oynamaya Daştanemigilin harmana gidelim? Cığızları oyuna almayın?.
Devam edecek
ahmet abinin her cümlesi bir başlık, bir ana fikir gibi. her birinin altına bir anı yazılabilir. hafız fatih bahsettiği anıları yazarsa ben de ambar güneyde güneş nasıl battı onu yazacağım. mecit abinin ambar güneyde çektiği telefon-alatirik direklerini de yazacağım.
evet, derinlere dalıyoruz.
Derinlere dalıyoruz, biraz buruk, biraz acı, biraz iç geçirerek tebessüm ediyoruz.
YÜREĞİNE, HAFIZANA SAĞLIK…
evet arkadaşlar bunların hepsi köyde yaşandı.
aklıma gelen bir kaç anımı anlatayım.
ANI.1-israfil çelebinin atı ambar güneyde hösengi oynaya oynaya geçecekti birde baktıkki atın nalları göge bakıyor.bu anılar yazmakla bitmez ANI.2- enver abinin bize kürdün tarlasının başında kütük oyununu oynatması yokmu hiç unutmuyorum.eski hodaklar kütük oyununu iyi bilirler.paaaaaaat derken ?
ANI.3-Eşref hoca ile ambar güneyde nasıl akşam olduğunu anlayamadık ve karanlığa kaldık onuda kendisi anlatsın.
ANI.4- israfil çelebi ile Gedügün düzde orcuğun öküzlerini herge koşup bizim öküzlerin akşama kadar nasıl keyif ettiklerini bilseniz ve akşam köyde Merhum hocası sofrada otururken bizi nasıl şamalladığını anlatayımmı? şimdilik yeter.
Günümüzde İnsan hayatı o kadar çabuk değişiyorki yukarıda ahmet kardeşimin yazdıkları maalesef yeni nesil tarafından hikaye gibi algılanıyor. Biz yaştakiler için ise nostalji o dönem de köy köyde yaşayanlar için ise tatlı bir hatıra…
Ahmet kalemine ve yüreğine sağlık. köyümüz tarihine ışık tutan bu hatıralar günün birinde belgesel olur inşallah.
ahmet kardeş inşallah bu güzel anıların devamı da gelir ağzına yüreğine en önemlisi kalamine sağlık