Seher vakti
İn cin uykuda
Zemheri soğuk çalıyor
Yerler karla kaplı
Yollar beyaz bir halı
Karlar üzerinde yalnız iki iz
Biri aşağıdan Kısıkdere’den
Biri Karayollarından Güllüğ’e
İki mübarek adama ait
Mustafa ve Mevlüt Hocalar
Sonra tek tek ranza ranza
Namaza çağırıyorlar
Yataklarından kaldırıp öğrencileri

Resmi tarih yalanları
Hazm ötesi yükleniyor dimağlara
Ayaklar baş, başlar ayak
Mutlak iyiler ve mutlak kötüler
Birileri daima hain, birileri nihayetsiz kahraman
Geçmişe mutlak tahkir
Vicdan sahibi bir öğretmen
Dayanamıyor kitaplara
Bir parantez içi dışı
Küçük düzeltmeler yapıyor
Gücü buna yetiyor
Çok da hoşumuza gidiyor
***
Birlik Vakfının çayhanesi
Canlı bir ocak misali
Bir sıcaklık bir heyecan
Merdivenlerde iki ayak sesi
Mevlüt ve Kenan Hocalar
Mesai sonrası yeni mesaiye başlıyorlar
Azim ve kararlılıkla
Dergi hazırlıyorlar
Oltu’dan selam
Ocak kapanıyor
Sokak lambaları sönüyor
Kapanmayan iki ışık
Gece yarılarına kadar

28 Şubat
Zulmet günleri
Çözülme yılları
Amir, memur, öğrenci, veli
Cami, cemaat, vakıf, dernek
Bir kaçışma, bir telaş
Dini olandan ne varsa
Yalnız muarız bir adam
Köy köy, ev ev dolaşıyor
Öğrenci topluyor okuluna
İmam Hatibine
Zalimlere inat

Fakir fukara köylü çocukları
Plan yok, proje yok geleceğe dair
Kimi sevda, kimi kaçkınlık peşinde
Kimi okulu bırakmış, kimi yıllarca kalmış
Merhametli bir muallim
Bir komşu, bir abi
Bakmış anlamış vaziyetlerini
Kimini hizaya sokmuş
Kimine diploma kazandırmış
Sonra hepsi birer imam hatip
Bir okulda öğretmen
Kurtarmışlar hayatlarını
****

“SAÇLARIMI AĞATTIĞIM YERDEYİM”
Hoca derdi olan bir insan
Zaten derdi kadar eder insan
Yansıtırdı içi dışı derdini
Derdindeki samimiyetini
Kalbi dingin bir deniz
Üslubu, okşayan bir dalga
Cana can, kalbe kalp olmaktı fikri
Zikri aynıyla fikri
Gönlünde hüsnüniyet ve vefa
Etmezdi kimseye eza ve cefa
En haşarı öğrenci bile
Râm olurdu ondaki yumuşak dile
Taşıdığı ağır vakar haline
***
Akıp giden hayatlar
Dertler, kederler
Türlü türlü hastalıklar
Günlerce hastane odalarında
Bir varmış bir yokmuş mesabesinde
Gelgitlerle geçirilen zamanlar
Tek bir şekva hali yok
Ne dilinde ne tavrında
Selim ve mutmain bir kalple
Sadece olana sabır
Olacak olana tevekkül
Ondan geldik ona gideceğiz
Baki olan yalnız O’dur

Mevlüt Hoca:
Bir muallimdi
Bir muarızdı
Bir muhalifti
Bir merhamet timsaliydi
Bir bilinçti
Bir tebessümdü
Zaman zaman Yavuz
Yerine göre pirdi
Allah rahmet eylesin.
İncepara

Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, dereceleri âli olsun, Rabbım rahmetiyle muamele buyursun, olumlu şeylerle yâd edilmek ne güzel.
Muammer hoca ne güzel ifade etmişsin.
Teşekkür ederiz
Amcam hayatta olsaydı bu şiir tadındaki güzel yazı çok hoşuna giderdi… Ben de bu güzel yürekli insana teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Cümle geçmişlerimize rahmet eylesin ve bizi cennetinde buluştursun.
Rahmeti Rahmana kavuşan Mevlut Hocamıza rahmet diliyoruz.Yöremiz insanlığına faydası olmuş muhterem kişiliktir.mekani cennet olsun…
Allah gani gani rahmet eylesin,ecrini mükâfatını ikram eylesin.Yüreğine sağlık Zakir hocam.
Musa hafız yazı bana ait değil.
Eyvallah
Rahmetli mevlüt hocamiz ancak bu kadar güzel anlatılırdı.ona rahmet size afiyetler diliyorum
Bu sayfada gördüğümüz Mevlüt Akçay Kenan Hatunoğlu Okulumuzun Müdürü Mustafa Arslan hocalarımız ve çok kıymetli Ahmet abimiz İmam Hatip öğrencilerine kendilerini herşeylerini feda eden birer örnektiler Hocalarımıza Rabbım rahmet eylesin mekanları cennet olsun
Allah rahmet eylesin Allah mekanını cennet eylesin makamını a’li eylesin